Değerli Yol Arkadaşlarım ve Meslektaşlarım,
Öncelikle geçmiş Kurban Bayramınızı tebrik eder, tekrarına hep birlikte kavuşmayı Yüce Rab’bimden niyaz ederim.
Malumunuz pandemi dönemi halâ devam etmekte, devletimiz de bir yandan yeni normal hayata geçiş aşamalarını peyderpey gündelik hayatımıza yerleştirmeye çalışmakta bir yandan da piyasa ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi konusunda adımlar atmaktadır.
Burada tabii ki bizleri ilgilendiren kısım, işin mali mevzuat ayağıdır. Takdir edersiniz ki, mart ayından bu tarafa çok yoğun şekilde mevzuat değişiklikleri yaşandı ve meslek mensupları olarak bu süreçte çok yıprandık hatta tükendik.
Her sektörün yaşadığı sıkıntıları haliyle bizlerde kendi sektörümüzde ve kendi mesleğimizde yaşamaktayız. Her demokratik toplumlarda olduğu ve olması gerektiği gibi bizimde sıkıntı ve dertlerimizi dile ve gündeme getirecek olan, bağlı bulunduğumuz Oda’lar ve Birlik’ lerdir. Ne yazık ki bu süreçte yanımızda olduğunu bize hissettiremeyen, dertlerimizi ve sıkıntılarımızı duymaktan ve bu konuda harekete geçmekten veya uğraşı ve çaba içerisinde olup ta bunu üyeleri olan bizlere göstermekten aciz olan bir Oda yönetimiyle de karşı karşıyayız. Öyle ki, aidatların ödenmesi konusunda günde 2 defa sms atan bir yönetim anlayışı, yaklaşık 5 aydır devam eden pandemi süresince üyelerine 1 tane bile “geçmiş olsun/yanınızdayız” konulu bir sms dahi atmamıştır, Atmak akıllarına dahi gelmemiştir. Ne yazık ki üye ve meslektaşlarından bu kadar uzak kalmış bir yönetim zihniyetiyle karşı karşıyayız.
Yaşadığımız bu süreçlerde tek yapılabilen şeyin, beyannamelerin uzatılma talebini içeren başvuruların yapılması veya video konferans şeklinde seminerler düzenlenmesi olabilir mi? Bu talepleri zaten bireysel olarak bizler gerek CİMER gerekse diğer devlet kademelerine yapabiliyorsak bizim Oda’mız neden var? diye bir soru sormak herhalde saçma olmasa gerek. Beyanların NASIL verileceğinden ziyade NEDEN BİZLER TARAFINDAN VERİLMESİ GEREKTİĞİ asıl sorulması ve üzerinde tartışılması gereken, tartışmaktan öte, harekete geçilmesi gereken bir soru ve sorundur.
Yine benzer şekilde elektronik ortamda düzenlenen SM makbuzlarıyla ilgili beklentimiz oydu ki; Oda’mız girişimleriyle TURMOB tarafından, meslek mensuplarına özel bir makbuz portalı oluşturulsun. Tıpkı Baro’ların yaptığı gibi. Amacı sadece E-İMZA SATIP “Artık başınızın çaresine siz bakarsınız” dememesini beklerdik. Bu konuda üyelere özel bir portal pekâlâ oluşturulabilirdi ve bununla ilgili maddi güç ellerinde vardı. Bu bile yapılamadı. Bunlar gibi onlarca örnek sayılabilir.
Son örnek ise; GEKAP beyanı ve son tahlilde de 31.07.2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yürürlüğe giren bazı hizmet sektörlerindeki KDV indirimi kararında görmekteyiz. Kamusal yarar gözetilerek yapılan bir meslekte yıllarca KDV sorunuyla (gerek oran indirimi gerekse tahsil esası sorunu) mücadele ederken, indirim oranları yayınlanan çoğu hizmet sektörü karşısında en ufak bir ses çıkaramayıp buna razı gelmiş bir görüntü ortaya koyan yönetim anlayışını görmek açıkçası üyeler ve meslektaşlar olarak bizleri yaralamaktadır.
Oda yönetimi maalesef Meslektaşın sesi olma ve duyurma görevini yerine getirememekte ve pasif kalmaktadır. Mesleğe gönül vermiş tüm meslektaşlar Oda’ya olan güvenlerini kaybettiklerinden sahip olmamız gereken haklar konusunda bireysel gayret içine girmek zorunda kalmaktadırlar. Daha da acı olan mesleğin icrası konusunda yalnız kaldığını çoktan hissetmeye başlamış olmalarıdır.
Ya bu yönetim anlayışı terkedilecek (bu gidişle imkansız görünüyor) ya da bu yönetim terkedilecektir. Başka da bir yol artık yoktur.
Sağlıkla ve Sevgiyle Kalın…
Saygılarımla, 05.08.2020
Türkiye Mali Müşavirler Birliği(TMB)
Yürütme Kurulu Üyesi
Hasan Tahsin Kurt