13 Haziran 1989 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen 3568 sayılı Meslek yasamızın 35. Yılındayız. Hepimize kutlu olsun. Yanlış algılar yaratılarak bilinçlerden uzak tutulma gayretlerine rağmen meslektaşlarımızın büyük bir bölümü 13 Haziran’ı Muhasebeciler günü olarak kabul etmektedir. Muhasebeciler günümüzün 35.yılında Maliye Bakanlığı, TÜRMOB ve meslek odalarımıza ülkemizin, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın durumunu son derece zorlaştıran sürece dair olguları net bir şekilde ifade etmek istiyoruz.
Geldiğimiz süreçte sorunlarımız ve iş yükümüz daha ağırlaştı çok ciddi hak kayıplarına uğradık.
1980’lerden başlayarak Türkiye iş başına gelen siyasi iktidarlar tarafından ekonomik tercihlerinde köklü bir değişikliğe sürüklenmiş adına serbest piyasa ekonomisi denilen ABD ve batı emperyalizminin dayattığı neo-liberal ekonomi politikaları uygulanmaya başlamıştır. Halen uygulanmakta olan bu model sonucu üretim daraldı, karma ekonominin temel direkleri olan KİT’leri özelleştirilerek yok edildi ve böylece üretmeyen bir ülke tablosu ortaya çıktı. Enflasyon yaşanılamaz boyutlara ulaştı. Bütün bu olumsuzluklar halkın büyük çoğunluğunu etkiledi. Olumsuz etkilenen meslek grupları içinde en çok biz mali müşavirler zarar gördük. Meslektaşlarımızın ve mesleğimizin değersizleştirildiği şartları yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
1-Hukuksuz bir şekilde, yasaları arkadan dolanarak ülkemize giren yabancı denetim şirketlerinin denetim alanımıza adeta el koymasına hem mesleki kurumlarımız hem de bakanlık sessiz kaldılar ve meslektaşlarımızın yaşadığı haksız rekabetin esas faili olan yabancı denetim tekelleri korunur hale geldi. Halen denetim pazarının yüzde sekseni bu tekellerin kontrolünde!
2-İhdas edilen bağımsız denetçilik uygulanırlıktan uzak, meslektaşımızın önüne barikatlar kuran bir yapı olmanın ötesine geçemedi.
3-Çok ciddi hak kayıplarına uğradık ve bu durum devam ediyor.
4-İş yükümüz dayanılmaz boyutlarda ağırlaştı. Giderek artırılan bu yükü taşıyamaz hale geldik.
5-Sorumluluklarımız arttı ve güvencesiz durumdayız. Külfetimiz çok nimetimiz külfetimizi karşılamıyor.
6-Müşterek ve müteselsil sorumluluk kayıt dışı ekonomi şartlarında bizler için büyük bir kabus haline geldi.
7-Dijital sistemle meslektaşlarımızın rahatlığı umulurken çalışmayan ve kesintisi bol bir sistemle uğraşmak zorunda kaldık.
8-Enflasyon düzeltmesi bu haliyle ekonomik bir yarar sağlamıyor bir vergilendirme aracı haline geliyor. Bu uygulamaya son verilmelidir, illa uygulanacaksa yılda bir kere uygulanmalıdır. Geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi ve bilanço talebine son verilmelidir.
35 yıllık sürecin somut sonuçları ile ilgili veriler ufkumuzu açmıyor ve yolumuza ışık tutmuyor.
Bu süreçte;
TÜRMOB ve meslek örgütlerimiz mesleğin ve meslektaşın çıkarlarını savunamadı meslektaşlara sahip çıkmadı. Türkiye’ye yönelik milli politikalar yerine serbest piyasacı neo- liberal politikaların yanında oldu, yabancı denetim tekellerine ses çıkarmadı böylece haksız rekabetin devamına yol açtı.
Hem iktidarlar hem de örgütlerimiz meslektaşlarımıza günah keçisi gibi yaklaşım gösterdiler. Bu sistemin yarattığı rantçı yapı mali müşavirlerin sorumluluğunda değildir. Örgütlerimiz önünüzdeki çöplüğü temizleyin derken iktidarlar vergi kaçırıyorsunuz dedi. Kaldırılması imkansız iş yüküne maruz bırakılıp ağır sorumluluklara tabi tutularak günah keçisi pozisyonuna sokulduk. Maliye Bakanlığının uyguladığı tedbirler bize iş yoğunluğu yaratmakta, ekonomik kriz içinde olan firmaları zor durumda bırakmaktadır. Müşterilerle mali müşavirleri karşı karşıya getirmektedir.
- Mali müşavirlerin iş yoğunluğuna bir an önce çare bulunmalıdır.
- Mali müşavirlere yönelik yıpratma politikalarına son verilmelidir.
- Haksız rekabet ile mücadele serbest piyasa ekonomisine karşı durmakla olur. Meslektaşı birbirine kırdıran politikalarla çözülemez. Bu rantçı piyasacı politikaları değiştirelim sonra ahlaki eğitimlerimizi yaparız.
- Maliye Bakanlığının memuru değiliz. Devletimizin bekası, işletmelerin devamlılığı için müşterek ve müteselsil sorumluluk söz konusu olmaksızın elimizdeki belge bilgilere dayanan sorumluluğu kabul ederiz.
- Beyanname ve bildirim yoğunluğu meslektaşlar açısından angaryadır.
- Meslektaşlar iş yoğunluğundan bunalmış ve iş bırakma noktasına gelmişlerdir. Özellikle büroculuk yapan meslektaşlar tam bir yıpratma politikası ile karşı karşıyadır. Eğer bu yıpratma politikaları yabancı denetim şirketlerin lehine sonuçlar yaratmak anlamına geliyorsa yıpratanlar en sonunda başarısız olacaklardır. Türkiye kaçınılmaz olarak üretim ekonomisine geçecek ve o zaman Mali Müşavirler o ekonomik sistem içinde yükselecekler!
- TÜRMOB ve Odalarımız meslektaşın hakkı için müzakereci ve mücadeleci, gerçekten kamuoyunda ses getiren, göstermelik olmayan bir çizgiyi temsil etmelidir.13 haziranda buradan bir kere daha ilan ediyoruz kurumlarımızı bu doğru çizgiye getirme mücadelesine önderlik edeceğiz.
Yöneticiliği meslek olmaktan çıkaran, yüksek huzur haklarına son veren, meslektaşın hakkı için mücadelede bedel ödemekten çekinmeyen, Cumhuriyetin kurucu ilkelerine sahip çıkan,
Türkiye Mali Müşavirler Birliği görevlere hazırdır.
13 Haziran Muhasebeciler günümüz kutlu olsun!
Saygılarımızla
TMB-TÜRKİYE MALİ MÜŞAVİRLER BİRLİĞİ
Oktay Yeşilyurt Belma Sabuncu
Başkan Sekreter